şvebiş - hal'de
büyük bir park heralman kentinde
bulunduğu gibi
ve merdiven tiyatrosunda
bir adam yaratmak piyesi
olmaz dedi berdel
tek saf damarı avrupanın
gözlerimiz yaşarıyor
yanağındaki kırmızılıktan akıp duruyor herşeyimiz
tırmanmaya başladı merdivenleri
haylbronlu kedi
şarışın -
ve kara açılımıyla kırbaçlar
uzun saçları -
ve bindiği atlar sıyırır kayaları
genç
ve durup direnecek sanki kasları
ve o bakışlar kaçıp saklanan
ve umulmadık anlarda karşılaşılan arzlar
aktörlük yaptığı için kendinden
nerkeste olduğundan daha emin
olmaz dedi berdel
şiirlerimi oku derken
birden
necip fazıl göründü merdivenlerde
müt-
hiş-
ti.
bilin ki berbel
jan janin
sen de merikalı tom
ve seya
bütün ecdadınız barındı içimizdeki hoşgörüde
birgün
baktıkça değişen ve beni alabilen
enginliklerinde
bal görünümlü gamzelerinde
dudaklarının zümrütten gibi
billurluk yansıyan çekişlerinde coşarak ekstazla
. zira aklında değil
güzelliğinle anlıyordun.
işte bütün bunlarda
bütün dünyaya
üstad necip fazılı anlattım dedim ki
O görünüz görünmez
Daha ilk sesi ilk kelimeleri
İlk mimikleri ve yüzünde
İçiçe dönen binlerce daireyle
İnsanı alır gönül hücrelerine salar
kanını yapısını bozar
yepyeni bir terkiple atar meydanlara
çünkü çok gördüm
onun
yüzündeki ahenge ulaşacağım diye
temelinden sallanan yapıları
aklım mı köpürüyor ne vakti deniz
toprağa kene gibi yapışmış ağaçlar
köpek bastırıyor kanı
avrupa kadını ne kapılar ışmarlıyor
kapanıyor içindeki bütün çengeller
insan tarihi kadar eski bir hasretle
bakıyor-
ve alıyor