Gönlüm, bir dosta kavuştu sandı.
Çok bekletti, gönülden arayamadı.
Gönülden sözlerimi, pek hafife aldı.
Artık ona sözüm yok, geride kaldı.
Oysa, gönül bahçemde ne cevherlerim vardı.
Çıkarmak için uğraş gerekir, sevgi cevherini.
Gerçek dostluklar sağlam temellidir, ebedi.
İstemezdim böylesini fakat, malesef o his bitti.
Gönülden selam yolluyorum, gerçek dostlara.
Vefalı, hatırnaz, uğrunda ölünecek has dostlara.
Maalesef acıyorum, kaybedilen yüce duygulara.
Kırmayalım gönüllerimizi, hep sunalım güllerimizi.
Bu gülün rengi sararıp soldu, belki de simsiyah oldu!
Gönülde olanları ne arayan, nede gerçekten soran oldu! ...
Duyarsızlıkla, dostluk aynı gönüllere nasıl sığdırılıp kondu!
Böylesi hasas gönüllerdeki güller, ilgisizlikten sararıp soldu.
Aramadılar, sormadılar, gönüldeki değerli hislerin sebebini.
İşini bitirenler lutfedip, tebrik edip, öylece bırakıp gitti beni.
Oysa nelerim vardı, rahatlatacak, coşturacak gönüllerinizi.
Kusura bakmayın dostlar, o hislerin çoğu yandı, kül olup gitti.