'Azgınlık, sapkınlık, bencillik ve merhametsizlikte
sınır tanımayan, inançsız ve vijdansızlara'
Binlerce aciz açken, şu garip dünyada
Bencil merhametsiz, gülüyor savaşta
Ne size kalacak, ne bize dünyada
Yaşanıyor hala, bitmez savaşta
Paylaşılamayan nedir bilinemez!
Asıl yük kimedir, gerçek görülemez!
Savaşıp dertlere, derman verilemez!
Yüzsüz olan elbet, içten sevilemez!
Dünyayı kurtarma, türküsü çalmayın.
Boş işi bırakıp, garip sarmalayın.
Ecel bir gün gelir, sakın aldanmayın.
Hak her şeyi bilir, boşa saklanmayın.
Bunca aha rağmen, nasıl pişkinsiniz?
Neyi, kimden, neden, kurtarıyorsunuz?
Gözleriniz kör mü, siz görmüyorsunuz?
Hakkı hiç ama hiç, tanımıyorsunuz.
En güçlü olanı, güçsüz belleyenler!
Hak gün geldiğinde, ne yapabilirler?
Boyun eğmeyipte, savaş mı ederler?
O zaman eğlensin, güçlü görünenler! ...
Rabbimi tanıyın, siz Kahhar ismiyle.
Sonsuz azap nedir, duyun şiddetiyle.
Merhamet görmeyin, bir saniye bile.
Haksızlık olmayan, mahşer günde bile.
Kabirlerinizde, rahat edemeyin.
Zebanilerden, siz dostluk bekleyin.
Yetmezki yapılan, cehennem düşleyin.
Hutamede sonsuz, ikamet eyleyin.
Karınca incinse, üzülen insana.
Bu ne bitmez zulüm, bu ezayla, cefa?
Haksız olan orda, neyle doyurulsa.
Ona tek sunulan, irinli su olsa.
Geri dönüş yoktur, tekrar yaşayamaz.
Toprak olmak diler, izin yok olamaz.
Adresi cehennem, onsuz boş kalamaz.
Sonsuz güce karşı, hiç bir güç duramaz.
Vakit varken sizde, doğru yola dönün.
Hiç çıkmayın yoldan, İslama tez uyun.
Eğer akıl varsa, doğru yolu bulun.
Yoksa cehennem var, isterseniz koşun.