Bir gün gelipte, derde düşmeyeceğine nasılda emin sanki, o kişi.
Dertsiz bir başın düşünceside tabiki ne feci!
Boş ver aldırma, gününü gün et diyemezsin.
Olanları seyir edipte öylece tarafsız gidemezsin.
Birisi sormaz mı, sanırsın yapılanları.
Elbette gelecektir mazlumlarında hak alma zamanı.
Neler diyecekler bilemeyiz fakat; Kandırılması imkansız olan O'dur ancak.
O hiçbir şekilde haklının hakkını bırakmaz; hiç kimsede.
O bizzati kendisi Hak'tır. Haksızlık yok, O mevkide.
Sanırsınız hiç var olmamayı dilerler, o mazlumlara eziyet edenler.
Fakat bu dilek tutar mı? Rabbin adaleti gerçekleşecektir.
Bütün yanık gönüllerin dermanı olan o gün mutlaka gelecektir.
Kaçmak isteyende istemeyende orada buluşacak.
Bazılarının yüzünde bir nur, bazılarında ise bir is olacak.
Ne mutlu o nur yüzlü kişilere, gönülleri gibi yüzleride hoştur.
İsli yüzlerin sahipleri için ise, saklanılacak hiçbir yer yoktur.
Bir telaş vardır yüzlerde ne olacağını bekleyen.
Her şey bildirilen gibidir. Kaçış yoktur bu sonsuz adaletten.
O gün gelmiştir, artık herkes hakkını arar.
Hiç bir hak boşta kalmaz yerine döneceği muhakkak.
Vay o haksızlık yapan kişilere ki sonları ne acı.
Onların yerinde hiçbir hayvan dahi bulunmaya razı olamadı.
Onlara ne bir yardım nede bir af ulaşamadı. Yaptıklarına karşı buda bir Hak'tı.
Verildi onlara da hak ettikleri şeyler. İstemediler elbette bu hakkı.
Hak sözünün günün de her şey aşikardır, gizlenmez.
Bütün yapılan oyunlar, hileler, haksızlıklar geriye döner.
Kurtuluşa eren o mahsun kişilerinde düğünü bayramıdır o gün.
Yücelerin yücesi Yaradan'a ait olan din günüdür o gün.