Nasirlerin elinde sürüklenen nesir
-inceliğinde-
Dokunduğun kalp
Kâğıda düşmüş
Kazıdıkça ölü beyaz hafızam
Fermanı çözülen harfleri mermere gömüyor
Dikişsiz gömlek giydirdiğim satırlarda
Sükûnet içinde maziye bir bakıver
Tutun yüzleştirin
Okunmuş kuyulardaki o yüz
Hissin gücü
Kalemin çiziği
Boyut veren
-mürekkeb-
Dokun
Dokun ki
Anla
Verdiğinden daha çok
Aldığım yaradan sızıyor
Kanımdan yazılsın ilk şiir
Sükûnet içinde mazimi anlayıver
Kanadından tutup kopardığın o hakir tüy
Sürüklenişiydi
Bir aşkın en katı hali
Ellerim nasırlı taş, sevdanın peşinde sırça
Saçlarım toz
Sesin uçurum
Kanatsız rüzgâr
Doruklara kök...
Bekliyor yankısı gelircesine
Boşluğa tutunan sarmaşıklarda
Yaradılışını değilse de
Yok oluşunu gördüm
Adsız bedensiz ruhlarda
Can çekişen yıldız
Aranızda yokum şimdi
Dirim neyi açıklar ki
Sükûnet içinde maziyi hatırlayıver
Üşüyen ten
Saran patiska
Aşkın çarptığı yere göm
Çıplak teninin altında dağılınca
Niye dokundun o mezar taşına
Bence artık boş ver...