Akdeniz'in rüzgârıyla harmanlanmış
bir tutam kehribar tütünden
kalın zıvanalı bir sigara sardım
Gökyüzüne çevirdim bakışlarımı
beyaz kalçalı kadın gibiydi ay
ışık çiçekleri arasında kaldım
Nasıl da çağırıyordu sirenler
suların kapısını aralayarak
cehennemi Temmuz'un ortasında
Dağ yılanları sıyrıldı gömleğinden
Zeus'un Altarı titredi bedenimle
bütün zamanları avuçladım
Düşlerimin bukağısıydı son tanrı
gömdüm onu hiçliğin gömütüne
öne çıktı kımıltılar kitabı
Kökü derin sularla öpüşen
her düşünce kendini büyüdü
ağaçların meyveye durması gibi
Bazalt kayalara benziyordu hüzün
elli yılın ardından ayak uçlarıma
aşkları yalan bir ömür döküldü