SENİ DİNLERKEN
Yanaklarının gümüş çukurunda ışıklar oynaşıyor
bir demet karanfil oluyor dünya ortasında ben
tutuversem bozulacak büyü savrulan eteklerinden
Cümbüşlü meyhanedir gönlüm makber isteyenlerin olsun
bana sıcaklığın ver göğsünden havalanan yaz kuşlarının
dağ denizle yoğruluyor gökyüzü düşüyor içime seni dinlerken
Ardımda kalan yol eskidikçe sabırla yenilendim
derin sulara düşürdüm yüreğimi dönekler pazarında
aykırı bir sesim Allah'a bile eyvallah etmeyen
Kanlı gömleğini çitilemekten usandım kirli yüzyılın
aşk faslında acemi taylar yarışıyor yangınlı bulutlarla
türkülerle geçiyorum ömrümün güz bahçelerinden
Tuzu kaldı tenimde tırmandıkça düştüğüm kayaların
buza dönüşen eşya,ıssızlaşan odalar,mor yalnızlık
kırığını onarıyor kristal bir vazo kokladığım gülünden
Bana düşlerini ver lacivert gözlerinin şen türkülerini
şiir ırmağımın son dizesine düşür yaz gecelerini
kırmızı karanfiller dönüyor başımda seni dinlerken