Mavna
Saçlarını tarayarak yüzlerce yılın
külhan aşkları besleyerek koynunda
tanrıya akran zamandan geliyor
Ne suyun farkında ayışığının ne de
akıyor dağların içli sesiyle
yorgun mu desek tükenmiş mi yoksa
Döndüğü kıvrımların ucu uçurum
girdaplarda boğuldu boğulacak
yolcuları bitkin rota sormaktan
İş bilmez dümenciler elinden aman
iniltiler içinde korsan kayalarında
tufanlara kafa tutan hüzünlü mavna
Kalbine iniyor kanlı baltalar
sırtlan yuvaları şölen sofrası
kanlı rüzgarlar esiyor konaklardan
İlmeği senin motifi benimdi
elbirliğiyle dokunan kilim bizimdi
satıyorlar şimdi aymaz kaptanlar
Sinmişliğin altında uyuyan dev
yekinmeleri görüyor düşlerinde
'Darağacında Üç Fidan'ın haykırışını
Sırmalarını bir kir gibi fırlatan
daha da gerilerde Mustafa Kemal'i
çağırıyor kurtuluşun şafağına
Depremler yaratacak silkinişiyle
uyanır koca dev yüzer bu mavna
tüneklerinde boğulur alıcı kuşlar
Koltuk sevdaları kor ateş olur
firar planlarıyla yatıp kalkarlar
korsandan dönme kirli kaptanlar