KAR SIZISI
Şimdilik bir rastlantı
bombalar düşmedi başıma
salgınlardan kurtuldum
ensemde kara cehennem
dişlerinin sıcaklığı
kanserin,sarılığın sars'ın
bir korku filmi yaşadığım çağ
ömrümün ellinci yaşı merhaba
Dudaklarımda kar sızısı
alnım ateşler içinde
gören içtiğimi sanacak
dünya yalpalıyor oysa
yanık ceset kokuyor ortalık,
her çalabilir kapınızı
ecelin zamane tanrıları
diğer namıyla uygarlık!
Payıma düşen güneşe
göz dikenler karşısında
konuşmak yasaktı ya
susmaksa ölümcül ayıp,
iyice büründüm gömleğine
gül açan insan sıcaklığının
bir yudum sevgi uğruna
el edip çağırdım sizi
bekledim aşkın kıyısında
Yaşanacak ne kaldı ki
demeler sizin suçunuz
yürekleri paylaşmayı
tenden ibaret sayanlar
hangi toprağı suluyorsunuz?
Size dokunmayacak mı
dünyayı saran yılan?
Kuyruğunu çevirip
incecik ensesine
gururunu onarıyor
adı hayvan olan akrep!
Ateş çemberlerinde
siz susuyorsunuz
Yerimi sorguluyorum
yalnızlık deltasında;
aşığın yokluğundan
aşkı yok sananlar
sınıfta kalıyorlar,
öylesine çoklar ki
hayatın sofrasında
ne Bağdat'tan dönüyor
masa başlarından ne de,
yanlışın sağlaması
doğru oluyor nedense?
Küresel efendilerin
bir türlü doymuyor karnı
hep onlara yok bana
ömrümün ellinci yaşı merhaba