Kuş dilini kaldır önümden garson
ıtırlı bir zaman dilimi getir,
üç yanımız deniz nasılsa
imbatı,lodosu topla getir,
ay ışığıyla donat masayı
şişeleri es geç açma
rakıdan boşanalı beri
daha çok sarhoşum
memleketin havasıyla
Ne kaptanlar gördüm bu meyhanede
gözlerimin içine baka baka
avcı masalları anlatan,
ne kara göründü ne battı gemi
ya yolcular iflah olmadı
sularda çalkalanmaktan,
kimi aslını unuttu,çıldırdı kimi
kimselerin aklına gelmedi
kaptanla birlikte yakmak güverteyi
Şimdi dağların kekik mevsimidir
kaldır masalardan çeri çöpü de
su gibi kızların topladığı
biraz yaban gülü getir
türküsüyle beraber sis dağlarının,
belki anımsar müşterilerin
aynalardan bakan gözlerin
kendilerinin olmadığını,
yak bütün ışıkları garson
görsün herkes kendi yüzünü
konuşulanlar anlaşılsın
Aşkla dokunuyor ömür kumaşı
yaşadığımız her kımıltı
bir denize çanak oluyor ya
işte bu pencereden bakınca
kimselerin zamanı yok
bilmecelerle uğraşmaya,
eskinin göçüklerinde
simya çalışanlar anlasın
neden solgun çıktığını
halkın fotoğraflarının
Dil tükeniyor garson
kan yitiriyor meyhane
çalıp söyleyenler
anlamazken birbirini
okumuyor diyorlar ya
haksızlık ediyorlar
halk denilen atlasa
tut kollarından
denizin ve dağın
şairlerimi getir
hatırı sayılsın hayatın
kendine gelsin bu sofra