(Mayakovski'nin ölümü için)
Başka türlüsüne kim inanır, saçmaladığınız söyleniyordu
Ama iki başka adam daha, aynı işi tekrarlayan
Ve bir üçüncüsü, dünyayı peşinde koşturan
Yanyanaydınız, hepinizi sarıp sarmalayan
Hiç kıpırtısız bir zaman.
Memur evleri ve tüccarlarınki vardı
Ağaçlar, avlular vardı yaşayan
Ve iki karga, güneşin sarhoş ettiği
Dişileriyle hırlaşan iki karga
Bundan böyle
Budala karılar burunlarını her şeye sokmasınlar diye
Şimdi felâket yağıyor üstünüze !
Çizgiler vardı yüzünüzde, yırtık ağlar gibi kırış kırış
ve ıslaktı yüzleriniz
Gönlünce yaşadığın, düzinelerle yaşadığın
Günlerden biriydi o gün
Evinin kapısında bir kalabalık
Tek bir tabanca sesi hizaya getirmiş hepsini
Suların havaya tükürdüğü balık
Şenlik fişeği sanarak nasıl koşuyorsa
Saz diplerindeki ölümüne
Tetikteki kurşunun içini çekmesi gibi, tıpkı öyle.
Uyuyordun, dedikodulu ve kıskanç bir döşek
sermişlerdi uykuna
Uyuyordun, artık susturulmuş, ama hâlâ korkulu
ürpertilerle komşu
Ve yakışıklıydın, yirmiiki yaşın avuçlarındaydı bunlar
Dört bölümlü şiirinde yazılıydı.
Uyuyordun, başın yastığındaydı
Boylu boyunca yaylanarak
En genç efsaneydin başımızda
Tetiğini çektiğin kurşun Etna yanardağına
benziyordu
Gittikçe büyüyordun, ama birdenbire eğilip
Korkak ve değersizlerin ayağına yüz sürüyordun.