ağlar kendine doğru koşan atlar
bir gülü öpmüş gibi yanağından
dudağında kırmızı yokuş
yaşlı zamana uzayan…
annemin ardına saklanan sabahlar
o ki yeryüzüne bırakılmış bumerang
bacaklarıyla kara bir atı bekler
-kime söylediysem bunu
bir bulut gibi indirdi sırtındaki göğü-
sevilmeye yatan bir ormanın aralığından
göğe eriyen ırmak
taşmak için
kadından doğma bir atı bekler
-kime söylediysem bunu
bir karabasan gibi gördü düşünü-
unutmuş olamaz!
kederli ve taşralı ruhların taşıdığı
kırılan o gölgeler bile yeter
kalbiyle suya gelin gidenleri ürkütmek için
tezgâhta ne var?..biraz söz biraz daha
-kime söylediysem bunu
bir kedi gibi yaladı ayaklarının sesini-
unutmuş olamam!
derindir
bir gülün bir güle seslenişi