Bir aksam vaktiydi ask caldi kapimi.
Actim kapiyi,yanima geldi usulca:
-'Bir siir de bana yaz' dedi.-'Bugun de bana yaz'...
Oturdum masama,aldim elime kalemi kagidi.
Actim radyoyu,huzunlu bir ses aradim.
Neden sonra bulabildim Sezen Aksu'nun Gidiyorumunu.
Icim buruk ve bombostu,her yer buz soguk!
Yazdigim her mektubun adi yalnizlik konmus ve ben yalnizca yalnizligi yazar olmustum.
Bugun aska yazacaktim.
Iki kelime bir cumle ariyordum.
Bulsam,bir bulabilsem,
Yuregimin isiklari yanacak,
Aydinlanacak ve aydinlatacakti her yeri.
Bir turlu yazamiyordu ellerim gönlümün fermanini.
Sen gidiyordun ve her gidisinde ardinda bos bir sayfa kaliyordu.
Bütün asklar bendeydi,icimdeydi.
Sense gidiyordun,
Yazamiyordum.
Ben senin yuzune bakamazdim ya.
Diyecek o kadar seyim varken,
Karsina cikinca sasirip kalir diyemezdim ya,
Simdi yoksun.
Bak ne kadar rahat söylüyorum:
-'Ben seni gercekten seviyorum.'
Bir aksam vakti ask kapimi caldi,
Saat 17.23 tü.Radyoda Harun Kolcak o müthis sözleriyle:
-'Üzülme! Sana boyle tutuldum diye.
Üzülme! Sana bir ömür adadim diye...'
Bir aksam vakti caldi ask kapimi:
-'Bir siir yaz,bu siiri de bana yaz.Ne olur bu kez güzel yaz! '
Ey ask!
Alacak seyin kalmadi bende,
Niye bana geliyorsun,
Niye beni seviyorsun,
Bilmiyor musun?
Aski oyun bilirdi o kiz.
Oynar ve cekip giderdi.
Paylastigimiz alistigimiz onca seyin adini yalin koyup giderdi.
Iste bir siir de sana yazdim ask!
Bir sarkimi da sana söyledim.
Duy ve dinle!
Siirim sende kalsin.
Ben burda olmayacagim artik.
Ne olur ask,
Git baska kapiya.