Çok şey duymuştum zaman hakkında
duydum ki uzun olabilirmiş o
duydum ki salıverilebilirmiş
insan hem kazanıp hem de kaybedebilirmiş onu
duydum ki yerli yerinde ya da değerli olabilirmiş
iyi ya da kötü
dışarda ya da içerde
çok şey duydum zaman hakkında
ama bir türlü görmedim onu
Çocukken zamanı güzel bir büyük kuş olarak
canlandırırdım usumda
bir leylek olarak belki
çünkü duymuştum ki
zaman uçabilirmiş
ama bazen de
kımıltısız dururmuş tam anlamıyla.
O zaman sevmiştim zamanı
kırmızı uzun gagasıyla zaman
dururdu bir bacanın üstünde
eğilerek karanlık bir gölcüğün üstüne
yavaşca açıp yaymadan
beyaz kanatlarını
ve kanat çırpmadan saatlerce
gökyüzüyle uçsuz bucaksız otlaklar arasında
Ne ki aklım karıştı daha sonra
duyduğumda
zamanın çarkı terimini
vakit kaybını
vakit nakittir
ya da zamanında yapılacak şeyleri
ve benzeri deyimleri
yavaş yavaş kaybettim
leyleğe olan çocukluk inancımı
ve şimdi gerçekte
benim leyleklere inandığım zamandakinden
daha az leylek var Danimarka'da
Zaman hakkında çok şey duymuştum
zaman hakkında çok şiir yazdım
yazdım ve duydum bir çok şey zaman hakkında
kendime de yeterli zaman tanıdım
hatta bazen ulaştım da
bizzat kendim zamana
ama hiç görmedim zamanı.