Bir yaz bulutunun yağmurlarıydı
Götüren umutları
Deli akan sellerle birlikte
Bir apartman dairesinin
Zemin katında.
Bir anneydi çocuğu kucağında
Perişanca ağlayan,
Feryat eden
Üç çocukla birlikte.
Birde eş
Yani beş beden.
Baba kapıcılık ederdi
Anne gündelikçiydi
Temizliğe giderdi
Muhtaç olmamak için
Namert bir kula.
İki çocuksa gidiyordu okula.
Ne bir yiyecekleri kalmıştı
Ne de giyecek
Selle beraber gitmişti eşyalar
kırık dökük de olsa.
Ağlıyordu ellisinde bir baba
Çocuklarına göstermeden
Sessiz hıçkırıklarla.
Ağladığımı dost da düşman da
Görmesin der gibi
Savaş meydanında kalan
En son er gibi
Kan dolu gözleriyle
-Ben daha ölmedim diyerek
Baktı eşine
Eşi ıslak yanağını koydu döşüne
Ve kıpırdadı dudakları:
—Rüzgârla sönen ışığın
Mumu kalır unutma!
Yağmurla gelen selin
Kumu kalır unutma!
Bir kul ki kaybetse yaratanını hâşâ
Gayri onun kimi kalır unutma!