O,
Bu Milletin duygularına tercüman
O, bir sivil kumandan.
Hilâlle istiklâli buluşturanlardan
Namlusuna mermi yerleştirir gibi
Mısralarına mana yerleştirenlerden.
Baytardı mesleği ama durum gereği
Vaizlik yapıyor, hutbeler veriyordu.
İki yüz elli üç bin şehidimizin
Ve Seyit Onbaşıların destanını
Milletine, o hediye ediyordu.
Yorgundu hep ama umutsuz değildi
Coşkundu ama sabırsız değildi.
—Vız gelir diyordu vız gelir
—Yedi düvel gelse az gelir!
Çareyi en iyi bilenlerdendi
Asım'ın neslini yaşatmak için
Kahrolası düşmanı kuşatmak gerek!
Diyenlerdendi
O,
İstiklâlin namlunun ucunda olduğunu
Görenlerdendi.
O,
İstiklâl harbimizin şahitlerinden,
Kalemiyle
Dosta güven,
Düşmana korku veren
Mücahitlerindendi.
Ödülsüz olmak kayıt şartıyla;
O sözünün eri
O adam gibi adam
Gönülleri tutuşturup titretecek arşı
Yazdı
En güzel marşı.
Almadı ödülünü geri çevirdi.
Halini belli etmez her şeyini verirdi
Oysaki o anda,
Ne bir evi vardı, ne karnı toktu
Kış günüydü, giyecek paltosu yoktu.
Sordular vefatına yakın
—İstiklâl marşını yeniden yazabilir misin?
O sözünün eri, o âlicenap
Kükredi aslan misali el cevap:
—Bu marşı ben yazmadım efendiler!
-Millet yazdı, Allah bir daha yazdırtmasın!
Dediler.
İşte er oğlu er!
İşte kahraman nefer!
Kabri nur ile dolsun,
Mekânı cennet olsun!