aynada yüzümü gördüm
kaçırdım gözlerimi
kaçırdığım gözlerimin yüzü korkunçtu
korkunç güzeldi yüzüm
çıktım çabucak
yürüdüm
puslu gök
kalabalık
otobüsler
uzaklarda tirenler
uzun gemiler
şu
bu
ağaçlara baktım
eğildim bir taşı oynattım yerinden
tuttum ellerimi
kımıl kımıl solucanlarıyla toprak korkunçtu
korkunç güzeldi toprak
kalktım
yürüdüm
gök yerli yerinde
kalabalık işinde gücünde
işte bildik görüntüleri bir şeyleri taşıyan otobüslerin
bildik düşleri uzaklarda tirenlerin
uzun gemilerin
şu
bu
suya baktım
geldim de damla damla
eğildim bir kapı araladım karnında
sürdüm içimi
aklımı elimden alan kuytularıyla derin korkunçtu
korkunç güzeldi suyu
gittim
yürüdüm
bulutlar karardıkça kara
arkası aydınlık biriktikçe daha
kalabalık öğlen paydosunda filan
otobüsler durakta
az sonra tünele girecek uzak tirenlerin pencerelerinden
arkadaşlarım el sallıyor
yelkenini şişirmiş uzun gemilerin küpeştelerinde sevgililerim
ağlıyor
bilirim
ağlatır ayrılık
şu
bu
kuşa baktım
el ettim geldi kondu avcuma
koydum içime
avcumda kırıntıları didikleyen gagasıyla kuş korkunçtu
korkunç güzeldi uçu
sustum
yürüdüm
gökte bir güneş battı karanlıklar ardında
karanlıklarda bir ay binlerce yıldız ve o sonsuz
atlas kadife
kalabalıkta bir telaş
otobüsler yorgun argın
istasyonlarda durmayan uzak tirenler
fırtınalara koşan uzun gemiler
şu
bu
bardağa baktım
açtım da acısına kanımı
içtim de kana kana
içime azıcık beyaz kattım
etimi yakıp kavuruşuyla cehennem korkunçtu
korkunç güzeldi suya çırpınan acı
sevdim
yürüdüm
gökten ayaz yağıyordu
uzaklarda sımsıcak güneş ışıl ışıl ay
pırıl pırıl yıldızlar ve o apaydın atlas
kalabalık güzel uykusunda
sevişmiş yorulmuş güzel uykusunda
otobüsler garajda
uzak tirenler köprülerden tünellere dağlardan ovalara
uzun gemiler unuttu limanları paftaları yırttı attı
şu
bu
ite baktım
havladım
gittim içine girdim
geldi içime girdi
uluyuşumuzun korkusuna yaktıkları ışıklar korkunçtu
korkunç güzeldi sonunda dilimi konuşan dilim
bekledim
gök ekim
taptaze apak
kalabalık uykusunda hâlâ
otobüsler minareler çalar saatler kahvaltılar uykusunda
uzak tirenler çok uzak
uzun gemiler yalnız içimde artık
şunlar
bunlar
güneşin düştüğü suya baktım
kaçırmadım da gözlerimi
dinledim
dinledi beni
yaaa hayat dedim
yaaa hayat
ölümden bile güzelsin
ölümü hayat gibi özleyen ömrüm korkunçtu
korkunç güzeldi yaşamak