Soğuk bir kış gecesiydi uyandığımda,
Ayaz bir gece,
İçine düşülmesin, ilik dondurur, acımasız, sorgusuz,
Ayaz esir almıştır dışardaki her şey besbelli kii,
Işığı yaktım,
Perdeyi yarıladım apansız,
Ardından uğultusunu dinledim rüzgarın uzun -uzun,
Cama vuran kar tanelerini seyrettiim,
Kırılırken çatırtısını duydum bahçedeki ceviz ağacının dalının
Düşmüştü yere,
Gövdesinden ayrılarak,
Artık ne kendine, ne ağaca yararı olamazdı biliyorum...
Yakılacaktı çaresiz...
Ve işte camda eriyen bir kar tanesi suya dönüştü,
Sigaramın dumanı çizdi yolunu odada,
Bir küçük uçurtma gibiydi ,
Önce yalpaladı, sonra kopardı ipini,
Uzaklaştı, dağıldı, kayboldu en sonunda,
Gözlerin düştü o an aklıma,
Ve bu soğuk gecede bir buğu gibiydi bakışların kanımda,
Gözlerinin güzelliği,
Ve bakışlarının sıcaklığı odamı dolduruyordu,
Ellerin yüzüme dokunur gibi oluyordu sanki,
Gözlerin gözlerim olmuş gibiydi,
Bakışların mahzunlaştı ardından nedense,
Yalnızlığımdı ağlayan artık, ben değil,
Gözlerinden yaşlar süzülüyordu son ümitlerin,
Yalnızlığım benim di ama,
Yüreğimde duyduğum hıçkırıklar,
Senin sesindi,
Süzülen yaşlar senin gözlerinindi,
Ve her gözyaşı damlası içimdeki yangın yerine damlamaktaydı,
Söndürmekteydi ağır ağır yılların yangınını,
Kor'a döndürmekteydi,
Küllemekteydi sonra,
Anılarımı silmekteydi ıslak gözlerin beynimde,
Dirençsizdi beynim,
Sana mahkum,
Sana karşı çıkamaz ki...
Ve kalem çekiyordu maziye,
İnce iki güzel el,
Titrek, isteksiz,dertli,
Ellerindi, senin ellerindi o eller,
Üzgün, kader kurbanı ve kararlı kararlı,
kalın çizgiler çekiyordu,
Bu soğuk kış gecesinde,
Bir cinayet işliyordular yani,
Bir aşkın canını alarak...