Dört duvar arası yalnızlığı
Yansırken yürek küpeştelerime
Kırılır taç yerinde,
Bahar sonsuzluğu...
O an yürek burkan mevsim geçişmelerinde.
Adem çıkar önüme
Hin görünür.
Hin çıkar donunda
Adem görünür.
..............
Kavuşma edilmiştir başa
Kan doğranır ekmeğe aşa
Yanlıştır bakılmaz ki yaşa
Kuzu oluruz taçla, paşa paşa
Bir öfkeye nisyan
Bulur şüpheye isyan.
Durum yanlışı fal eyledik
Halimizi ikbal eyledik
Garip yapı, taşımızla
Suçlular başımızda
Davası büyük olan göz
Olur eyleme çıkmış söz
.....................................
Zincire sorarım seni özgürlük
Kendiliğim der.
Dolanır dolanırda
Bedenimi yer
Bir devran çökerse
Bir devran söker
İnanımda dahi övülür olmayanı
Akıl yerine;
Erdemimizi...
Ve de her demimiz...
Tarikatlar, ilmihaller
Efendiler, camiler tarttı!
Sayıları ile birlikte
Çöküşümüz arttı
Soyutun yoksa akılsal izahı
Çıkacaktı eleştirel mizahı
...................................................
Bre şer nifak
Aklı prangalayıp, kılar infak
Kara sesli yobaz
İti, bile olamayacağını, demle
Yapar, itin yapmadığını, hemle
Şeytan, nefis; aldanmasını kemle!
Akılsızlığını örterek, güya zemle
Zaman, zeminini bulmazsa
Zemin, zamanını bulur.