Sarı Zeybek'ten
Horon İdris'e
Teke zortlamasından
Yaylalara dek koyun otlamasına
Uzar giderim
Toz dumanla seçmezde
Tereke bulmasa akbabalar da geçmezde
Suyun iklim
Akışındır fikrim
Yol havası gibidir
Memleket havaları
Harap ederde çarpar adamı
Omuz başı küs
Omuz başı kıvrak
Ayak lorke (hava) kaldırmaz
Afiliden bir yusufcuk havalanır
Yana yakıla
Sanki ağıda çıkmış gibi
Yolu uzar uzar
Dert keserken mert kesilir
Sen, ben,o; biz diye
Sağlayışta toplumuz diye
Ağlamaktan gözün
Söylemekten sözün
Yürümekten dalağın şişmiş
Yüreğin pişmiş te olsa
Ciğer parası istiyorlar adamdan
Memleketin hali ortada
Beş otuza haraç mezat
Çayla saracak sigara keyfi
Söylenecek söz mü kalmış!
Ne bile sofrada tuz
'Ana' diyecek olsan
Ortam harbiden kesilir buz
Kaşık geçmez olur çorba
İçinize neher düşse de dert içilir
Kuzey yelleri sancılı
Kuzey yelleri aşı yapar
Kuzey yelleri döl tutar diyorlar
Umut koyuyorlar
Lakin kasıklar iltihap
Kemal bacaları tüttürmüş
'Sakın ha duyarsanız da inanmayın' denişle
Sattım, satıyooorum! diyecekten
Niceler bacaları üttürmüş
Memlekette uyku bana haram
Toplumdur, inilerken benim yaram
Parmak çocuk, parmak çocuk
İşaret sıfatı bile olamadın
Parmağı yarmak çocuk
Sağrımda tutuklu bir sancı
Tutuşun bakalım
Kim yolcu, kim hancı
Otel odaları sağır
Yat kameraları bağır
Bir kalabalık akar, ağır ağır
Neferi Karadeniz'e seferle tayfa
Okuduğu özgürlükten bir sayfa
Güneş'ten cüz, ortamdan güz kesmiş
Avaz olmuş diller, yalvardan yakardan
Anlamıştır artık, değildir trene bakardan
Son akbaba 15 mayıs 1919'dan
30 Ağustos 1922' ye kadar mezun
Ağır gelir insana
Nazımdan düzenle koşmak
Hazımdan içselleştirmek
Bir zor zanaat toplum aşkı velhasıl
İnsan olmak vardı, eyvah
Ey!
Vah!