Güzel dosta...
Gözlerimi sev şair, gözlerimi
Tütün acılarından yumulmuş
Biraz tuhaf gelebilir ama
Mevlayı görmüş
Meva ile vurulur
Acun içre, kam umulur.
Acıları baston ettim şair
Daha çok,
Artık o beni taşımakta.
Gün bu şair, gün bu...
Hokkabazlık yok
Acılarda yar, beni kaşımakta
Şair, mısralarla sevebilir misin beni?
Sözcüklerin saçımı okşar mı?
Efsuni nefesin, bedenimi yalıyorken
Alışkanlık yapmış gecelerimle üzerime
Onun için şiirler örtüyordum şair
Onun için,
Üşümelerimden...
Dokun bir şair, ah bir dokun
Var mısın, yok musun be, bir sokul!
Kulakta gir, beyinde çınıla, bedende ateş
Sarmasın hayale beş yapraklı
Yoncadan Lades...
Şimdim benle yitik ve sücut
Yakılmışım da; yakan gelir, na mevcut...
Korkunç ve mübarek bulur musun
Sen, elleri kalem tutuyorken şair?
Acır mısın hiç?
İnilerken kalem
İçteki bu alem
Oluyorken diken
Seni yazamıyorum diye hayıflarda
Bitiyorken.
Şu dağların ardını çağırır kalem
İnim inim, iniler; içteki alem
Sırf beşerle yanmaz, mevcutla kailem
Ben seni aramaz
Arar da değilem.
Ben seni şair, ben seni
Sarmalarda titrer iken
Sıtma nöbeti gibi...
Sen alev idin,
Batsa da yaresi, gönül onu silmez
Odun yanar da yakış; odunu bilmez.