Kimse seni anlamaz
Anlayabilmez hoyrat zamanlar çocuğu
Narkoz girerken damarlarına
Yabancılaştırıyorlar hemi ademiyetine
Gün bırakmamışlar yarına, ehli yol diye
Aşırmalarladır ahlak, etrafı bi idrak
Gaflet olurlar, sakız olan şamarlarına
Sübyanlar gebe, sübyanlar mezat
Akla, hukuka, güncele yol alınmaz tezat
Süreçtir, gün uykusuz sürer seni yola
Ademden kucak açar, demi sararsın kola
Yüksünmem, kırılmam, şad olurum dola dola
Kimse seni anlamaz
Anlayabilmez hoyrat zamanlar çocuğu
Çocuk; çeki veririler her biri, bir yerlerden
İntihalciler, demokratik libareller
Yer can alıcı, yer deprenir, yerler ağır
Ağırdan sarsar seni, onur, düşünce
Ferman ister yenilgiler, gün abartık
Yerler yer, acı verir oy, sarınsa bürünse de
Yobazlık hüner, gericilik demokrasidir artık
Örtsede de, kör olasıca kabuk, kahir kanar
Kanar içten ve derinden, sızım sızım
İnsan olduğunu anlarsın ağırdan
Sızlarken yar güç, yarlık güçlükle
Kargı yemiş böğürden sancılı
sancı büyük, can telaş içinde
Kimse seni anlamaz
Anlayabilmez hoyrat zamanlar çocuğu
Zaman ayrı, düzlem ayrı, gözlem ayrı
sanki başka can hiç yaşamamış
Başka can hiç üretmemiş, hiç düşünmemiş
Sanki yok hiç başka can
Her şey bilim ve bilimden gayrı
Anlama, idrak ve eleştiriden, ayrı
Ayetlerden, siyeri enbiyalardan
Sadıkı sıddıktan, bini bir para anlatımlarla beri
Klavye tıklayan el, deve yuları çeken elden geri
Dün ahlak ve hikaye olmakta bize, ravilerle seri
Dünyayı, sarı öküzün boyunuzunda bilenlerden
Bilenlerlen yaşantılaştırılmış dünle
İlişki tutmaz, gülünçlüklerdeki günle
Sızlamazsam, inilemezsem, kafeyin yemiş gibi
Söylemlerden çıkar bilim, lal olsun böylesi dilim
Kimse seni anlamaz
Anlayabilmez hoyrat zamanlar çocuğu
Bazı aydınlar aç ve uyanık para sesinden
Zifiri karanlık ses gelir kafa kesesinden
Duman havam, duman sarmış her bir yanım
Yanımıza azrailden sübap konsa da, denmez canım
Bazen avcısından sığınmış
Kaçak ürkek bir av gibi
Rüzgarı bile yokken dalın
Salıntıları ile düşüveririsin
can tırsık, can korkak, can tatlı
Gözler kocaman olmuş, iristen mağlup
Bakışlar mel mel, paralize
Böyle iken rüzgardan kanat atlı
Bu kadar mı rağmen bir insan dercesine
Selam Köroğlu, selam Bedrettin demek gelir diğerime
Anlamlar sokulur, usuldan usuldan ciğerime
Kimse seni anlamaz
Anlayabilmez hoyrat zamanlar çocuğu
Yürü bre zamane doğurganı
Baban at, anan kanat, sen kanat atlı
Bulutlar üzerinde iken, şehametten rahatlı
Olamaz isem insanlığıma yar
Neyden kalır kar, neyedir fedakar, yükümüne
Bolu Beyi gördüm, Köroğlu sürme çekmiş gözüne
Şeyh Bedrettin'i gördüm yolda, yürür özüne
Mustafa Kemal gördüm güvenilir sözüne
Bir elde bilgi bir elde ilgi, eylemse hurafeye silgi
Yol tutuk seride; arş geride, marş ileride
Selam, arta alandan Anadolu, yolcun var hükmüne