Ne gam elinde pinhanım ben
Ne sam yele savrulurum ben
Bir atıflı öze takılmışım
Çiğ içre güne hasret kavrulurum ben
Biz Dünyaya geldiğimizde
Yıl bin dokuz yüz ellilerdi
Acun her şeyiyle
Soyu sopu
Düveli muazzamıyla bellilerdi
Maytaptan günler
Hazırdan dünler
Zamanı su gibi içip içip geçen
Kereveti olmayan düğünler
Biz doğduğumuzda
Ufkumuzun ucunda
Kızıl yeleli atlar geçmezken daha
Nah şuramıza oturacak şayak kalpaklılar
Demini verirken
Hevese düşer uçulmalarla
Ne cumhuriyet çocuklarıydık
Ne ümmeti Muhammet'ten bir kul
Bu uçkunlarla
Dünya bize dardı
Sanki Dünya sadece bizim için vardı
Tam da bizim kurgularımıza göre
Böyle başlayıp kayboluyordu her bir yöre
Uca bucaklar an
Anlar uca bucak oluyordu
Hormonsuz büyüdük
Hormona dahil olurken
Ufuklarımız sam yeli yerle kasavet
Tomurcuklar çiçek açmışla sevinç döküyordu
Bu halelerle
Âdemi bildik
Mademi bildik
Ama biz kimdik?
Yol oluyorduk tabulara
Su gibi içiyordu zihnimiz sorularla
Nasıl gelmiştik Dünyaya değil de
Niçin gelmiştik Dünyaya?
Derlerle cevabı
Tabuları öğrenmek için oluyordu…
Âdemli mademli
Kıyas noktalarıyla
Kâh zulmü, kâh iyiliği defterden sildik
Büyüdük
Memleketi sevdik
Âdemi sevdik
Yâri sevdik
Anamız dedik anamız gibi
Kaygılarımız oldu
Dertlerimiz oldu
Hiç almadığım borçlarımız oldu
Darbeci dediler
Ya darbeden yana
Ya karşıydık.
Akıl ve hukuk olmadıkta maada
Öğütle, parayla seç seç al türü
Sanırsın çarşıdaydık
Gayrıyla şadan, biz bizle heçtik
Militarist oluru, sivil darbeye geçtik
Böylece sınır ve
Ufkumuzun arşıydık
Sağcı olduk
Solcu olduk
Kolcu olduk
Hiç anlamaza ve yaşanmaza
Ve lakin ölümlere bolduk
Ne seçmek ne vaz geçmek
Türkoğlu Türk,
Müslüman oğlu Müslümansın dediler
Tümü hasletlerimiz ve hasretlerimiz oldu
Türküler söyledik, marşa kaçtı
Marşlar söyledik, ağıda saçtı
Erdemlerden olurla yılmadık
Zulmü egemen kılmadık
Ne kızıl günler burnumuzda açmıştı
Ne göz pınarlarımız susuzluğa kaçmıştı.
Yapıştı vücudumuza kaderden bir afet
Dediler işte budur şana yakışır kıyafet
Aklı unuttuk, hep imanı tuttuk
Yere basar mahalde olurla azdık
İyiliğe yol verirle, kötülüğün kökünü kazıdık
Kötülükler iyiliklerden çıktıkça anlamaza sazdık
Ey gün; ey dün, ey bağır
Kaçıncı guruba inişlerin
Dünyaya bakışlarıydı sizinkisi?
Guruba iniş ve şafak
Yıl ikindi, gün akşam