BİR ŞEHRE YAĞACAK YAĞMURUM
bu şehre yağmur yağmazsa üşürüm
bir bardak suyun yarası kanar bende
bir çocuğun avuçlarında kırılmış oyuncak
eksilirim. hayat boşa çıkarır beni
ben bir kedi yavrusuyum şehri tırmalayan
jilet yarasıyım bileklerinde
kendini taşımaktan yorulmuş hayatların
uçurum kıyısıyım yeşile bezenmiş
yoluyorum aklımda ayrıksı otları
ben bu şehre az sonra yağacak yağmurum
aşkın kirpiğinde takılı haylaz bir bulut
içimin sonsuz ormanında koşmaktan yoruldum
hey bana bir resimden küsen sevgili
yol kalbinin kire bulanmış çiçeklerini
yalanlanan gerçek gibi akıyorum şehrin içine
zaman geçiyor. aşk uzaklaşıyor her mevsim
"ben bu yolculuğa çıkmazsam"lı bir cümle kurmalıyım
"eve gitmezsemli" kaygılı bir ağrı
mağrur ve yenik tayfasıyım her aşkın
bulut topluyorum şehrin ormanından
susamışım nihaventim üstelik
çevirdim yüzümü hayattan
kopacak fırtınanın habercisiyim
bu şehre şimdi yağmur yağmazsa
annem bağışlamaz beni