şehrin en işlek caddesinin
en kalabalık saatidir
adımlarımın sesini duyuşum
yanımdan yalın ayak bir adam geçer
(kimsenin umrunda olmayan)
adımlarım
'ya kimse onun umrunda değilse' der
ses telleri titrer yürüdükçe ruhumun
'gökyüzünün soyundan gelmeli aşk
sen gelmeden önce” der
kendimi gözlerinde bulurum
dinlemeyi keşfetmiş bir gezginim
bu şiire gereksiz bir kafiyedir aklım
ve seni anladığım içindir bir parça
evrenle dünya arası kalmaklığım
yanılıyorsun diyebilmek isterdim hep bir şiirin sonunda
ama bir şiir susmaz mıydı ki
öylece açan bir nilüfer gibi
hazır şiir de demişken
(son kez affına sığınarak bu şiirin)
‘seni biliyorum' demeliyim
utanarak şairliğimden
07.01.2014