Toprağımdan kıskandım,
Rüzgârdan korudum seni,
Sevda suyu ile besledim gün be gün,
Her an yollarını bekledim sevgili,
Zindandı yokluğun, görmediğim andı ölüm,
Sense ne yaptın aydınlığında,
Gittin tohumunu kurda kuşa sundun.
Bedenini sattın beş kuruşa ruhunla,
Mert dururken, vardın namerdin oldun.
Zenginlik mutlu eder mi sandın seni?
Bulabilir misin benim gibi bir âşık?
Kurtarabilir mi sevdanı bu devirde?
Taptığın katlar, yatlar, hiçleşen makamlar,
Kör mü oldu o güzeller güzeli gözlerin,
İhanetler vurur şimdi seni, mutlu musun?
Kabullenir mi sanırsın kara toprak,
Huzuru mahşerde şikâyetçi olmaz mı?
Güzelliğinle birlikte o beyaz tenin,
Kabullenmez hiçbir şey seni ümitlenme,
Yar, yatacak yerin bile yok senin.
Bir gün halimi hatırımı sormadın,
Gülüşün öldürürken beni her yeni günde,
Muhabbetini meze ettin,
Bana çok gördün bakışlarını bile,
Sırtını döndün sana varırken yollarım,
Mecnunun oldum, Leyla olamadın sen,
Ciğerim kana bulandı ıssız gecelerde,
Ne yaptım da aşkla hayatıma kastettin,
Uğruna verirken savaş tüm ruhumla,
Sen ihanetperver barışlarda şendin.
Şuh kahkalar yükseliyordu her yerde,
Git, ara da bul benim gibi seveni,
Geri dönme anlayınca hatanı,
Hataların bile senin olmaktan utanır,
Bakışların bile köle gibi gözlerinde,
Vur bakalım sen, yüreğimize hançeri,
Korkma ölmez bu sevdalı yürek,
Ne fırtınalar gördü bu şairin gözleri,
Ne güzeller kul oldu da kapımızda,
Adını yazmışım kalbime bir kere,
Kabul bile etmedim asla,
Ama anladım ki güzel gözlüm,
Değmezmiş seni sevmek,
Fazla gelirmiş sevda sana,
Bana ait değilsin.
Bu saatten sonra çok geç artık,
Kabul etmez bu sefil kalbim,
Anladım ki yazık olmuş aşkıma,
Yar, yatacak yerin bile yok senin.