Bir yaz akşamı,
Hüzün sarmış dağları,
Sahile vurmuş sevdalar,
Şiirler söylenir kalabalıklarda,
Dudaklardan dökülür şarkılar,
Sessizlik düşmüş ruhuma,
Durdum bir an için,
Tavanımdaki yıldızlara takıldı gözüm,
Ruhunda kızıl saçlı şehveti,
Sesinde masum olan seni gördüm.
Dünya tamamlamamıştı tavafını,
Nöbeti devralmamıştı gündüz,
Damalarımda bir ateş dolanır,
Yakarken tüm bedenimi,
Rüyalarının rengini merak ederken,
Düştün düşlerime tozpembe,
Düşümde hayalini alnından öptüm.
Nefesin kora çevirdi yanaklarımı,
Sende bir ben varken, sesinde seni gördüm
Sonrası yok bu sevdanın,
Öncesiz bir başlangıç bu belkide,
İçini bilmediğin bu aşkın,
Dışını bilmeni beklemedim.
Sadece fütursuzca, serserice,
Kendimde olmayarak sevdim.
Sensiz kalınca anladım değerini,
Varlığın olmayınca bir an,
Gündüz gözü, kara toprak serptiler,
Sandım ki ben artık öldüm,
Kapattım gözlerimi kabullenerek,
Dinledim sessizliğin sesinde seni gördüm.
Anladım, imkânsızlığımın derinliğini,
Sarıldım kâğıt ve kaleme,
Yazdım sayfa sayfa hasretliğimi,
İsyan etmek boşuna,
Sevmek gerek dedim kendimce,
Gözlerim açıldı karanlığa,
Simsiyahtı her şey, yokluğunda kördüm.
Kurtuluşumdu o güzel sesin,
Sesinde seni gördüm.