Rüzgar narasını atıyor.
El ayak çekilmiş sokaklardan,
Zemheriyle ittifakta doğa,
Şehrimizi işgal ettiler,
Sensizliğim gömülmüş beyaza,
Ve ben çırılçıplakmışım gibi,
Bir köşeye sinmiş titriyorum.
Duygularımı hissedemezken soğuktan,
Ölmekten, donmaktan korkmuyorum.
Vazgeçmişim kendimden, çoktan,
Acaba sende bir yerlerde üşüyor musun?
Alışığım ben ayaz gecelere,
Sensin benim derdim, sensin her şeyim,
Sırtımdaki yırtık paltomu al,
Ne olur ne olmaz, üşümeyesin.
Hayalin oldukça, bana bir şey olmaz yar,
Hastalanırsan, ben ne ederim.
Sakınırım seni gözümden bile,
Sana gelecek bana gelsin.
Aşinayım ben her şeye, çekerim.
Neden korkarım bilir misin?
Ellerimle sarılmayıp bir kaleme,
Seni yazamamaktan korkarım.
Bu zemheriye seni anlatamazsam.
En çok ona yanarım.
Sabahlar olmuş, olmamış akşamlar,
Hiçbiri o kadar mühim değil,
Varsın donsun gece, donsun sular,
Ölümse sonucu bu son demin,
Varacağı yere varır her şey,
Yeter ki geceyi seninle şiirleştireyim.
Senin varlığından önemli değil hiçbir şey,
Sana olan sevgimi yitirmeyeyim,
Aşkım ikimizi de korur bu cihanda,
Gözlerinde olmasın korkunun izi,
Sıcaklığını hissedeyim, sarıl bana,
Bulurlarsa, hayalinle bulsunlar beni,
Bu ızdırap dolu karakış akşamlarında,
Hiçbir ateş ısıtamaz yüreğimi,
Senin düşüncenden başka,
Güneş gibi doğdun yüreğime sevgili,
İçimi seninle ısıtıyorum.
Fakat korkuyorum senin için,
Bir yerlerde üşüyor musun?
Ah, bilsem ne hallerdesin.