İçtiğim bir bardak suya düştü aksin,
Gözlerindeki bakış şimşek yüklü yine,
Dudaklarının kızılına gizlenmiş fırtınalar,
Dökülen her kelimeyle savruluyor ruhum,
Sana kalsa etkisiz bir rüzgâr,
Bana sorarsan, beni yok eden tayfun,
Sensizliğimin zemherisinde bu dünya dar,
Öpüşlerinin cemresine hasret kalmışım,
Yalnızlığım, çırpındıkça çekiyor beni,
Bedenimin yarısına kadar batmışım,
Ölüm korkusu bırakmıyor peşimi,
Sen varken ölümden korkmazdım,
Gölgesiyle düşmüş ardıma Azrail,
Hangi köşeyi dönsem kesiliyor yollarım,
Elinde uzun oraklı bir eşkıya gibi,
Dağdan iniyor gece çökünce korkularım,
Çocukluğum tanımaz olmuş beni,
Gençliğim toy daha geziniyor boş boş,
Adam olmaz bir ruhla gençliğim serseri,
Anılarım içinde tek senli olanlar hoş,
İşgal altında kalan bu şehri,
Ateşe veresim geliyor içimden,
Senin bir yerlerde olabileceğini düşününce,
Vazgeçiyorum Neron'ca isteğimden,
Kapalı kapılarını aralıyorum evimin,
Olur da geri dönersen bir gün,
Paspasın altında anahtar arama diye,
Penceremi aralıyorum her akşamüstü,
Karanlığın gizeminde seni göremem belki,
Yolun düşerse diyerekten,
Haberini getirir rüzgâr girsin içeri,
Müjdelesin gelişini açık penceremden,
Cılız adımlarla aldığım yollar,
Sana varmıyor bir türlü,
Hayat oyun oynasa yine bize,
Birleştirse bizi herhangi bir yerde,
Mekânın hiç önemi yok,
Bir anlık vuslatımız olsa kaderimizde,
Hayalin koşuyor imdadıma gece yarıları,
Karda yanıyor bıraktığın adımın izleri,
Güller soldu defterlerin arasında,
Geçen kaçıncı mevsim bilmem ki,
Saatler durmuş, ayrılığımızı gösteriyor,
Gözlerime bakmadan, vedalaşmadan gittiğini,
Her an seni ve sensizliğimi anlatıyor,
Kalbimin kapısında bir mühür,
O zamandan beri duruyor,
Anlamı yok artık renklerin,
Yıldızımız bile ayrı düşmüş birbirinden,
Bir ben kalmışım bakışlarında mahkûm,
Diğer âşıklar bahsederken özgürlüğünü,
Müebbedim olmuş, yokluğun,
Daha ümidimi yitirmedim doğan yeni günden,
Hala seni bekliyorum,
Gelmemen gibi bir ihtimal var.
Ama ben gelmenin olasılığıyla, yaşıyorum.