Bir gün gideceğim uzaklara,
Ne yar hatırlayacak siluetimi,
Ne ana, ne baba, ne akraba,
Kimseler bilmeyecek yerimi,
Alıp başımı gideceğim,
Yalnızlığıma bile söylemeden,
Hüzünlere haber vermeyeceğim,
Kahrı içtiğim kadehlerden,
Baldıran ağısı içeceğim.
Bir gün gideceğim bu koca şehirden,
Ne yollarda kalacak izim,
Ne adım dökülecek dudaklarınızdan,
En fazla bir gün anarsınız beni,
Ağlayanım ise olmaz ardımdan,
Biliyorum, hem de adım gibi,
Bir gün gideceğim bu diyardan,
Şiirlerim kalacak benden geriye,
Kelimelerim sararacak sayfalarda,
Kanser olacak yazılarım,
Direnmeyecek benim gibi hayata,
Mezara gömülecek tüm aşklarım,
Sevdalar unutacak bu adamı,
Gideceğim acısa da bir yanım,
Keseceğim kal diyen yanımı,
Kör bıçaklarla...
Bir gün gideceğim buralardan,
İçinize bir sıkıntı girecek,
Anlam veremeyeceksiniz,
Kış günü olanlara,
Dışarısında tipi olacak,
Yığacak kahrını sokaklara,
Herkes gökyüzüne bakacak.
Bir adam düşecek bir köşe başına,
Gökyüzünden bir yıldız kayacak,
Yenik düşecek delice seven kalbim.
Tükenecek sevilmeye aç ruhum.
Terk edecek gözlerimdeki ferim,
O an hepinizin dudaklarından,
Sırayla dökülecek ismim.
Sonrası malum bir hikâye,
Eşkâlimi bilemeyecek görevliler,
Kafa kâğıdımı bulamayacaklar cebimde,
Bir sigara kâğıdına yazılmış şiirler,
Ele verecek benim kim olduğumu,
Kimsesizler mezarlığına gömecekler,
Adımın yalan olduğunu,
O an öğrenecekler.
O an anlayacaklar faniliğimi,
Diyecekler ki, sonsuz sanırdık,
Ölümlüymüş, oysa adıydı Baki.
Biz en başından yanılmışız.
O zaman sizlere gülümseyeceğim,
Size kalacak yalancı aşklarınız,
Bir gün buralardan gideceğim.
Helal edin hakkınızı, hoşça kalınız.