Bir eylül akşamı,
Yarıp geceyi ortasından,
Bir şiir aydınlığıyla geldin.
İlham oldu kalemime,
Bakışlarında sakladığın,
Kelimelerimi boyadığın hüzün.
Senden öncesini hayatımın,
Sensizliğime sinmiş ne varsa,
Hepsini yaşanmamış saydım.
Bir eylül akşamı,
Geldim ortasından yarıp,
Şiir aydınlığımda sürükleyip geceyi,
Beklemelerinin acı verdiğini,
Çektiklerini düşünüp yokluğumda,
Kalemine ilham olayım diye,
Son vermek isteyerek acılarına,
Kelimelerini mutluluğun rengine,
Boyayayım diye geldim sana,
Bir eylül akşamı,
Kederimi içkime koyup içtim.
Geçen yıllara inat olsun diye,
Yaşadım seni, resmini çizdim.
Hasreti koydum dudaklarına,
Gözlerine hüznü ekledim.
Ayrılığın gölgesi düştü yanaklarına,
Teninin sıcaklığında tükendim.
Sen gittin, vurdun kendini yollara.
Bir eylül akşamı,
Gittim mecburiyetler içinde,
Sana ait değildi bu beden,
Beni içecektin kadehlerinde,
Aşkını silmeden yüreğimden,
Bir gün bile olsa yaşa diye,
Özlemlerini söndürmek için,
Yaşayayım diye seni, sana geldim.
Şimdi şiirleri bırakıp, gitmelerdeyim.
Bir eylül akşamı,
Aşkımın zehri dolaşır kanımda,
Yokluğun üşütür beni,
Yakamoz acıtır canımı,
Başka bedenlerin yanında,
Uyanacağını bilmek delirtir.
Gözlerimdeki yaşlarıma,
Sensizliğimi de ekletir.
Ağlarım ardından yokluğuna.
Bir eylül akşamı,
Islatır beni gözyaşların,
Şiirlerinde yaşarım aşkı,
Bir oyunu bu hayatın,
Tek perdelik aşk oyunu,
Mecburiyetler katili sevdamızın,
Kalemimize hapsolan yaşam,
Hayat kaynağı mısralarımızın.
Biz bunu böyle kabullenmeliyiz aşkım.