Ağaçtaki kırağılar dökülüyor Almus'tan yamaçlara
Kuşlar uçuşuyor bir anda ses katmak için bahara
Derenin buzulları çözülmeye başladı ertesi ertesine
su şarıl şırıl sesleri desenliyor canlılığa
Tepe de, çocuklar ve yine kuş cıvıltıları öfkesinde
Gökyüzü berrak ve lekesiz
Tokat'ın eteklerinde
Gelinlik giymiş bir gelincik tabiat şahlığında
Hepside boy verdi tabiatın ilk irkiliş canlılığında
Biraz solumda karınca katarları Hızır gibiler
Mizgin'liyorlar bize çalışanların kazanacağını
Biraz sağımda tembeller uykuda hala
Uyanmadılar onlar...
Kaybetmeye hazır Nazır gibiler
Kimileri daha kapanık
Ağustos böceğini oynuyorlar
Tıpkı ağaçtan kopuk
Çürümeye mahkûm kavuklardalar
İş'e yaramayan anlarla kuytulukları
Küflenmiş yaprakların dibinde
Uzun ölümlere yolculuk seçmişler
Kesilen bir ağacın kütüğünde
Bin Dersim çiçeğidir,
Tohum dökerek irkilenler...
Bir babacan yürek ansız, hesapsız ve kaygısız
Er gibi doğacak, bir can misali pultusuz
Namusluca toprağa düşerken
Gökyüzünün berrak ve lekesiz şahitliğinde
Almus'ta haykırabilmek var yine de...
Yüreği gelinlik giymiş tabiat ana'nın
Kollarında kan-revan içinde,
Gidebilmek yine de...