İrem bahçesinden kokular saçar
Çiçekler içinde deste deste gül.
Gönül sarayıma kapılar açar
Neva makamından beste beste gül.
Bunaldım, sıkıldım ben bu şehirden
Havası kurşundan, suyu zehirden
Güzel gülüşünü harcama birden
Bahtım karardıkça posta posta gül!
Ezana icabet, eğreti namaz
Ne bilsin, komşuda çorba kaynamaz
Çocuklar söyleşmez, kuşlar oynamaz
Bu yüzden mi hasta, böyle yasta gül?
Güzeller renginden urba bürünür
Kokusuna benzer koku sürünür
Her nereye baksam hep o görünür:
Çölde serap gibi, düşte, usta gül...
Gül ki o pak terden bize hatıra
Ne lütuf, dikeni ele batıra
Kan değil, şu haldir pek ağlatır a;
Yüzünü çevirme sadık dosta, gül! ..
Aciz kul, kadere netsin, neylesin
Dönsün çevresine nazar eylesin
Teselli verecek bir şey söylesin:
Gül, bahtına karşı çıkan kasta gül!