Usumuzun dışında bahçemizden öte
çıt çıkarmadan sitemsiz ve aniden
Kırlangıçların çizdiği yöne
zamanın yüreğinden sıyrılıp giden
bir yola savrulur ömrümüz
Altın ıssızlığı telaşlı gözler
deli kanı parçalayan kanser
girer açık pencereden içeri
bir kanlı öksürük boğar iyilikleri
Son gördüğünüz yerde unutulur
çocukluğun penceresine konulan kusur
Yola çıkmadan başlamaz macera
Yazgımızı elinde tutan sır
ilk sapakta sarsılır
Kıvılcım yüklü bulutların ardı sıra
seçtiğimiz adrese giden
afacan bir çocuktur yol
her sabah erken oyuna hazır
Kıpırdamadan kalsak da kavrulur
suya yansıyan tanımsız huzur
Düş sonu toprağa düşen cemre
hiç ummadığımız bir biçimde ömre
yaralı sevinci de katar
Kazanılmış bir günün hesabını tutar
gece ve gündüz büyür inatla
İmge bahçemizde filiz veren ütopya
Bitse de kanlı bir düşle serüven
baş eğmez rüzgar gibi
kimliğimizin resmini çizen
yeni bir yol çıkar önümüze asi
Sırası geldiğinde girip söze
Aşk iyilikler de getirir evimize