En güzeli sabah erken yola koyulmaktır
Daha varoşlar uyanmamışken
çiğ yapraklardan kalkmamışken henüz
en hafif çıtırtı duyulur o zaman
Geri dönmeyecek gün gibi rüzgar
serinliğini otların arasına yığar
Tarifsiz bir kıpırtıya sığar yürek
her an bir ses duyacakmış gibi
pür dikkat kesilir her hücre
geçen her anın tadı damakta fütursuz
Geri dönmeyecek olduğunu bilerek
içine düşen kor yakar belleği
En güzeli sabah erken yola koyulmaktır
Uyuyan ırmağın yatağından çıkarak
daha kuşlar kanatlarını temizlerken
günün ilk saatine yoldaş olmaktır
Evlerin önüne serilen patika yol
bahçesinde elma ağaçları yeşil kırmızı
Yaz sonrası sere serpe yatan tarla
Göğsünde vahşi atların dörtnal
geçip gidişini saklayan ovada
yeniden boy veren pıtrak
gözlerini selamlayan karşılayıcı
En tatlı düş sabaha yakın yoklar uykuda
Alışkanlıklardan vazgeçebilmekle başlar oysa
en güzele kavuşturacak serüven
Özgürlük kopabilmektir rutin demden
En yaşanası aşk uzun yolda kavrulmaktır
en güzeli sabah erken yola koyulmaktır