Dipsiz kuyuya atılan taş
çığlığını sonsuzluğa verir
Yüreğe düşen sevda
fısıltıyla akar yavaş
hiçliğin eşiğinde zehir
Kim çözer ayazın dilini
ölüm gibidir aşk
kaybolmaktır başkasında
uğrunda başkalaşarak
feda etmektir kendini
Taş tanrıların varlığında
bir halkın başkaldırısı uyur
fillerin mezarlığında
sadakat ateşi soğur
Ölüm gibidir yalnızlık
kim tutar rüzgarın elini
Zulada durur ayrılık
ölüm gibi
aşka başlarken ve
dönerken geriye