Merhaba gel otur yanıma
rahat ol karış zamanıma
yıldızlara asma çehreni
kardeşim değilsen yoldaşın say beni
Yangınlardan geliyorum kara ormandan
Dağ suyuyla söndürüldü dudağım
öpeyim alnından
öfkelisin serinle
Gözlerime bakabilirsin bak
içinden geldiğince sarsılarak
ağlayabilirsin korkma
ağlamak ayıp demem
Candan uzak gizli onarılmaz
onca günahı saklar mutlak
ağlamayı ayıp sayan zula
İstersen aldırmaz bilinçle
yanıma uzanarak bir yoldaş gibi
kapatarak gözlerini oracıkta
sorgusuz bir dirençle
dinleyebilirsin beni
Sakın ama susarak
yalnızca susarak
incitme sesimi
Söylenecek çok şey var
zamanın varsa kal
Elma kırmızı gökyüzü mavi
orman bir yeşil deniz değil yalnızca
İlkyazda öğle sonraları kıpır kıpır
bir dostla kolkola gezip dolaşmaları
ve insan telaşıyla akan dalaşmaları
silip götüren giz değil yalnızca
Akşam hep aynı akşamdır
sabah hep aynı sabah değil
Türkülere yar
çatlamış gül içi ağızlar
susmak macerasındaysa
bu ölüme semah değil
Hiçbir insan sırrını bırakmadı
anlatamadı yaşadıklarını doyasıya
ve başka insanları sokmadı
sancıyan etinin mor yamacına
Kim ölüm kuşu olmak ister
hangi insan kanayan insan
kabuk bağlamaz bir yarın için
kanat çırpar ay ışığı altında
Konuşabilmek zor arka odalarda
dinç bir soluk ister sınır yoklamak
Konuşmak yaşamaktır oysa
ne zaman kolay oldu ki yaşamak
Sokul sokağıma uyandır beni
ateşle kalbimin fitilini
İnsan yüreği bir onmaz sanrıyla
kaç yıl dayanabilir yalnız
kaç yıl avunabilir hüzzam bir şarkıyla
Gel otur yanıma rahat ol sıkılma
bir merhabayla başlar arkadaşlıklar
merhaba cancağızım merhaba