Yoz aklı çeldi kökü güçlü söz
çığlığını yere attı gökyüzü
Didiklenmiş yaradan arta kalan töz
getirilip konuldu orta yere
Acı kendi zulasına göçtü
gelişi rasgele
gidişi soğuk ve ölü
İyi bakışı kırdı kara sulta
kuşlara ayan oldu deprem
özgür ağızda sancıyan güç
taş söktürdü kırılgan varoluşa
güz sonu başladı düş kıran eylem
O çok sözü edilen ayrılık geldi
gurbetimde kavuşmalar ödünç
yalnızlıklar mevsiminden evveldi
Kaybedilmiş bir kış günü aniden
yazgıma girip kollarımı kırarak
beni öylece bırakıp gitti aşk
Bütün hücrelerimi kavurdu zehir
Şimdi benden nasıl beklenir
aynı ateşle kucaklamam hayatı yeniden