En uzun temmuz o kış yaşandı
ellerimiz yeni bir coğrafyayla öpüşüyordu
biz sırılsıklam ağlaşıyorduk
kendinden boşalan bir nehir gibi
baktığımız her şeyi taşa çeviriyorduk
ben onu sevdiğimi söylüyordum
o beni sevdiğini söylüyordu
her gün yeniden ayrılıyorduk
yeniden birleşiyorduk her gece
uzun bir aşk mektubu gibiydim
bitmeyecek bir yağmur gibiydi
lambasız bir sokakta elele yürüyorduk
korkuyorduk bakmaya birbirimize
baksak sanki kendimizdik-dönüp gidilecekti
sevişsek-ürküyorduk-hep yarım kalıyordu
en uzun temmuz o kış yaşandı
yürekliydik-korkmasak kendimizden
ilkyaza çok vardı-üşüyorduk
hiçbir şey için geç değildi
erken değildi hiçbir şey için
aşk ve yalnızlık nasıl da benziyordu birbirine
ortadan ayrılmış fotoğraflar gibiydik
en uzun temmuz o kış yaşandı