Nice dostlar gördüm ben, şu garip pencerede,
Hepsi selamla geldi, muhabbete talipti.
Kimi canı gönülden, sohbeti bala değdi,
Kimi kendini övdü, yeter artık dedirtti.
Kimi şansın denedi, olta attı bekledi,
Kimi kendinden emin, yok benden başka dedi.
Kimi sus pus dinledi, ömrüme ömür verdi,
Kimi yanlış konuştu, çıkarını belirtti.
Kimisi kaprisliydi, her gün ayrı sorunlu,
Kimisi kendisinde, haciz yetkisi buldu.
Derdini anlatsan da, kulağı duymuyordu,
Yağ gibisi sinsice, su üstüne seğirtti.
Anladım ki o vefa, İstanbul'da bir semtmiş,
Dostluk dediğin ne ki, çıkar ile süslenmiş.
Cansın sen canan diyen, kin ile bezelenmiş,
Dostluk artık tarihte, fi yılına gizlenmiş.
Yâda bana dost diyen, el yüz artık kirlenmiş.