Aralanır kalın kabuğu gecenin
gülümser güneş
sıcak bir inci gibi
İşte öyle gülümsedin bir akşamüstü bana
Çapkın rüzgar öpüyordu tenhada ellerini
O bir çift yaprağa benzeyen ellerini
Ki ne güzel düşüverdiler
garip
çıplak omuzlarıma
O an çözülür dumanlı dağlarda kar
Çözülür gönlümün gizli gizemli yumağı
Bakışlarınla ördün geniş güneşli ağı
Ki serpilir yüreğimin üstüne ansızın
çırpınır durur
Sevdalı suların o en mutlu tutsağı
İşte öyle bir gündü
Gerçek olamazdı bu hatta masallarda bile
Gümüş kova bulmuştu kuyudaki suyunu
Ve dolmuştu kadehim dört mevsim bahar ile
Sonra zaman
pençeleri kanlı gözleri kocaman
kara bir kedi gibi
Geçti ikimizin arasından
Koptu yazgımın bakır telleri söndü avizeler
Söndü her ne varsa dünyamda birer birer
kaldım tek başıma
İner bir tepeden yavru ceylan sevincim
Dayar pembe ağzını akan gözyaşlarıma
Şimdi nerdesin bilmiyorum ah bilmiyorum
Bir gün çıkıp gelsen girsen kollarıma
anılar dizboyu
yürüyemiyorum...