Hep böyle akşamüstlerinde
Ansızın çıkageliyorsun
Ellerim yanıma düşüyor
Sonra çekip başını gidiyorsun
Hani var ya bütün yalnızlıklardan
Bütün alacakaranlıklardan ürktüğümüz
Hani var ya bütün urganları kopartıp
Uyandığımız bir şafak
Bir büyük yolculuk pupayelken
Sonra ışıklar
Ve oyun perde inmeden
Yelkovan kuşları yeşil beyaz
Yırtılmış perdeleri ile yalılar
Böyle bitmezdi bu roman
Ben isteseydim
Alabildiğine çoban şarkıları geliyor
Füzelerin ırzına geçtiği göklerden
Kırılmış seren direklerinde yazılı yalnızlığım
Çaresizliğimi mendireklere gömüyorum
Ve sallanan bütün elleri
Bir kürdan gibi kırıyorum