Doyasıya ağlamaklıdır gözleri.
Bir şey demek ister,
diyemez doyasıya...
Atamaz içindeki zehri.
İşte o zaman gözleri pınarlaşır,
seller akar derelerden...
Salar kendini, hepten.
İçindekini anlatmaya,
derdini demeye.
Daracık boğazında düğümlenir sözler.
Başlar dereler çağıldamaya, akmaya...
Çakıl taşları görünür içinde bembeyaz.
Arada bir şakırtısı duyulur,
boğazında sözlerin.
Sonra daha bir hızlanır,
daha bir oyar yatağını.
Arınır, durulur...
Kesik kesik isyan eder.
Doymak ister kükremeye.
Demek ister derdini hepten;
diyemez, doyasıya...
Güneşin renkleri oynaşır gözlerinde sonra.
Dereler durulur,
sular berraklaşır.
Giden gitmiş, olan olmuştur artık
ağlamak durur...