Yüzüme vurdu ışığın
Eşiğinde
Tunç soyundum ar dökündüm
Usdışı sarnıçların
Sen
Sustukça beliren şahdamarı
Tüme niyetli hiçe razı
Muştusu büyük kışbeyazında
Sığırcık yapraklı kavakların
Ya da akşam alacasında
Tanrı memuru karganın taşırdığı
Kumral çocuk yüreğinden
Göğe ağan ışıksın
Çocukla şaka olmaz
Çünkü büyür
Çünkü sırtında dev bir azık
İçi katıksız umut
Yıldız dili konuşur
Sen çocuksun
Girdabın fena yalnızlığın eril
Bir hareketiyle bitiren yazı
Ayva kadar ketumsun
Aklın
Sarkacın hep sağ yanında
Oysa zonkluyor kasıkta huzursuz tohum
İşte başlayan elim bitiren sözüm
Ayağa dolaşan pazartesiyim
İşte neyim var neyim yok
Gözlerimden öptüğün
Can acısı ip kesiği erdemin
Söylencesi beter kendinden
İki yüzlü ölümün