Akşam kişneyen bir at istanbulda
Baktıkça sarayburnundan
Okşar yelesini tunusun yeli
Açılır marmara bir mavi zambak
Bir dağ yansıması cezayirden
Akşam yürüyen bir kervan istanbulda
Baktıkça eyüpten
Ansızın boşalan yağmur
Yüzündeki telaştan
Anlaşılır bir gezgin kadar yerli
Olamadığınız
Günün iskeleti var ortada
Ne içinizde bir giz
Ne güneşin pasa işleyen yanı
Çözülmeyen bir buzul
Bu bilinçsiz durum
Durmadan inip kalkan balyoz
Ve ezilmişliğiniz
Ağır ağır inen morluk
Bir faslı ananın yüzü sularda
Sığmaz içimin mağaralarına
Çözülüp dağılan güvercinlerden
Eyüpte bir türbe kalır