ŞARKILI GECE
bana bir şarkı daha çal
saat sabahın beşi
ölüler erkenden yırtar toprağı
salavat getirir koynumdaki yabancı
sallanırız, söylemesi zor ama
döneriz eksenimiz etrafında
komodinin üstündeki tabancayı al şimdi
gözlerimi bağla, bir şarkı daha çal bana
toprağını bol tut sardunyaların
bir anlamı yok ama, menekşeyi de sula
küçücük bir çivi çak yaslandığın duvara
asacak bir ceket buluruz nasıl olsa
o ceketin ceplerinde bir saat olacaktı
bir hacı kayacaktı mekke'lerden aşağı
saat sabahın beşi zili çalan biri var
ya da kapı sıkıldı kendinle boğuşmaktan
bana bir şarkı çal, bir şeytan daha taşla
la havle erken geldim, geç tutundum hayata
kavmime haber salın görüntüm titreşiyor
ecnebi aynalarda
yıllanmış bir bel kavisi, upuzun parmakları
belki gelirim diye yan yatıyor yatakta
solak sanıyor beni rahat emeyim deyi
açmış sağ memesini
oysa bütün ülkelerde güney kutbu da dahil
saat sabahın beşi, uyanığım şu anda
tövbe yalnız değilim
tütsülenmiş adamlar şarkı çalıyor bana