Hayatım boyunca matematiğe güvendim. Ne zaman bir artı bir yazsam sonuç hep iki çıktı. Hayat öyle mi ama...
Defalarca senle beni topladım, hiç iki olamadık. Hatta bir keresinde birbuçuk ettik ama, hayat bu; iki vermedi. Senden beni çıkardım, aslında sıfıra da razıydım ama sonuç eksilere ulaştı; çok üşüdüm. Benden seni çıkarmaya çalıştım, olmadı. Hep "error" verdim, yapamadım. Hayat hiç benzemiyor matematiğe. Kuralları belirsiz bazen, bazen de çok acımasız. Ama hiç bir zaman adil değil.
Kaç kere söyledim. Pi'yi üç alırsan yaptığın işlem doğru, çıkan sonuç yanlış olur diye ama dinletemedim. Bak ne oldu. Yerçekimi ivmesini dokuz nokta seksenbir yerine dokuz aldın, ben beklediğinden önce yere çakıldım.
Zaten kaç alırsan al, o saatten sonra havanın sürtünme katsayısı da kurtaramazdı beni. Öyle de oldu. Şimdi bütün kemiklerim kırık, iç organlarım patladı, kanım da papatyaları suluyor. Senin hesaplarına göreyse binbeşyüz feet yüksekte uçuyorum.
İndir başını göklerden yere güzelim, ayaklarının dibinde ölüyorum...