Bir şiir düşünün yazılmamış
yaşanmamışlıkları anlatsın,seviyi-aşkı-insanı
kanatlandırsın yüreğinizi çocuksu gözlerdeki gizem
bulutları dağıtıyor rüzgar saçlarında
öyle hoş olsun ki gülüşleri
kuşların özgürlüğe kanat vuruşları gibi
baktığımda çocuk ,baktığında beni anlatan
O şiirin şiiri...
Susuşu bölünmüşlük çığlığı
üşümüş tüneksiz kuşlar gibi...
Ne garip
bir korku düşmüştü içime korkmuştum
bir de seni düşünürken korktum
boğdum bütün şiirleri,sözlerim yandı sende
yüreğim üşürken...
Ne sunulsun istersin
gözyaşı köpüklü şarap,ölümü yenen iksir
ya da üşümüş bir yürek...
daha zamanımız var
bitmedi eylül yağmurları gülüm
tutuklu kalsın bahar düşlerin
ilk asi şarkını,toprağa ek istersen
işte o zaman anlarsın ,sevmenin tadını
sevilmenin başkalığını
boşuna değildir
cephesiz savaşta ,aşka tutsak olmak...
Haydi şarkılar,türküler söyle
Söndür ateş böceklerini
gecenin ısırgan kokusunu sun yıldızlara
ağlamayı öğret gözlerime ,sensizlikte görmeyi de
Çıldırmayı da mümkünse...
bütün güzeller sen
çiçekler de sen oluyor yokluğunda
öpemiyor-koklayamıyorsan
özlemek daha güzel aslında
kayıplar büyür,gerçekler küçüldüğünde
ne yıldızlar güler yüzüne ,ne de koca şehir
insan ararsın yok ,dost ararsın yok
aşk ararsın aşk....
susuşundaki çığlık
çarmıha gerili sevgiler
bir ben kalırım,bir de bendeki sen...
Ya gel ,çocuk gibi seveceksen
ya da büyü ,git gideceksen
sınırsız düşlere itme
sensizliği sunma bana
geceye ıslık çal istersen
rüzgarın türküsünü getirsin martılar
gökkuşağına
şafak çiçeğini okşarken güneş...
Sesini öpmek geldi içimden
sakın hayır deme
deniz gözlerimin mavisi ağlar
erlik vardı ya serde
işte öldüğüm andır o zaman...