Yabanıl bir kuş kondu ellerime
istemlerinin korkusuz ateşini
gözlerime sundu gözleri
geceyi delen kurşun gibi
kaçamadım
doymamış ve doymayacak sevisi
yüreğimi zamansız zincirledi
dikenler içinde gül
kül içinde kor gibi...
Güneşi zindan etme bana
gecenin tutsaklığında
öfke bilmeceleri çözdürme
göğü indirme üstüme
girdabına çektin çingenem
rüzgarlarını saldın üstüme
bulutlarda yürümekti düşüm
saçlarına bağladın
gözlerine düştüm...
Azgın suları yaladım özleminde
ateş göl oldu-yandı toprağın yüzü
rüzgar sustu-sen kayboldun
çiçekler dallara-dallar bulutlara
bulutlar güneşe sundu beni
çeliklendim
özgürlük alevini
yeni günlere ekledim...
Bir yabanıl kuş kondu ellerime
gözleri dayanılmaz güzel
yüreği gözlerinden derin
benden de çocuk
giz dolu gizem dolu
benim sevda şiirim
" Oda bir gün sevdalanacak
şafak türküleri dinginliğinde
yüreğime gökkuşağı ile prangalanacak...