aynur
diyelim ki onbeşinde bir oğlan
aşık oldu sana
bir ilkyaz ırmağı gibi
deli dolu
gözü kara
deniz sandı seni
ne yanıt verirsin
der misin "git oğlan işine
on mayısta otuzuma girdim
onbeşimde doğursaydım
anan olurdum"
dersin belki de
"olgun kadın" diliyle
ne de olsa "makul yaş"
peki ya onyedisinde bir kız
bana aşıksa
ben ne derim
ben bir şairim
nasıl derim "git işine
karım var kahve fincanı
bir de oğlum gül fidanı
yaşım 'yolun yarısı'nda
hadi bas git
çağım geçti
asıldığın bir mapus eskisi
kocamış bir it..."
kırar boynunu
gider belki de
ama
incinmez mi
jilet vurulmuş gibi
yanaklarına
üşümez mi
yeni açmış goncaları
ve memeden kesilmiş
bir çocuk gibi
bütün dünyaya
küsmez mi
en kötüsü de kalbi
elimde
sıkılmış nar suyu dolu
bir sırça bardak gibi
düşüp parçalanmaz mı
ve bana
çıplak bir düşle
mantıklı bir yürüyüşle
cam kkırıklarına
basıp geçmek kalmaz mı
hem
karacaoğlan'a
nazım'a
bilcümle şair erenlere
kim hesap verir
benim yerime
haydi de bana
nedir çözüm
siyah üzüm
iki güzüm
aynur...